”UTANIYORUM kavak tahtasından yapılmış zemini üzerinde yürümeye…”
Bir diğer utancı akan çatının onarımını yaptırmış.
“Utanıyorum” dediği zemin ve depremin ikiye ayırdığı mihrabın restorasyonuna başlayabilmek için de kültür ve tabiat varlıkları uzmanlarının çalışmalarını tamamlamalarını bekliyormuş.
Sözünü ettiği hem hemşerilik hem de gönül bağı olduğu Mevlânâ’nın Müzesi…
KÜLTÜR MİRASI
Bu arada boş durmamış.
Anadolu’daki ahşap direkli Selçuklu ulu camilerinin en güzel örneği, 1299’da inşaatı biten Eşrefoğlu Camii’nin restorasyonuna destek olmuş.
Çatalhöyük ile birlikte UNESCO Dünya Mirası’na aday konuma getirmiş.
Yetmemiş onlarca okul, yurt, hastane, fakülteyi insanlarının hizmetine kazandırmış.
Hedefinde memleketi Beyşehir’i, Türkiye’nin üniversiteye sahip ilk ilçesi yapmak var.
Eski Bakan Işın Çelebi anımsattığında mahcup ifadeyle susunca üzerine gittiğimizde öğrendik.
İlçesinde lise ve üniversite bitiren gençleri yanına almış, hepsine iş kurdurduğunu anlatıp ekledi:
“Başarılı olanlar yoluna devam ediyor, olamayanlara da ortak oldum. Şu an 200’e yakın anonim şirket kurdular. Gururlanıyorum onlarla…”
RUHİ ZENGİNLİK
Bir ara Sedat Ergin, Ahmet Sever ve Şükrü Küçükşahin ile göz göze geldik.
30 yıla yakın arkadaşlığımıza rağmen, yaptırdığı okullar dışında diğerlerinden haberim olmadığını imaya çalıştım.
O ise bize, “Dervişin sözü özündendir” deyişinin tedavülde olduğunu gösterdi:
“Kapital zenginliğimin, ruhi zenginliğimin önüne geçmesine izin vermedim, vermem de…”
Bir daha anladım derviş olmanın erdemini.
Öğretmen okulunu bitirir bitirmez Anadolu’da başlayan öğretmenlik dönemi, ardından gidilen Almanya’nın Ahn kenti…
Türkçe öğretmenliğinden gelen az bir gelire katık etmek için her hafta sonu uçakla İstanbul’a gidip gelerek bavulda başlayan tekstilcilik süreci…
Ardından bir örme makinesi…
Ve Almanya’nın ortasında kurulan dev bir tekstil fabrikası…
Kazanılan paranın ülkeye aktarılmasıyla İstanbul ve memleketi Beyşehir’de kurduğu dev tekstil tesisleri.
Ve turizm, golf, oteller…
Ve buradan gelen kazancın bir bölümünün aktarılması sonucu eğitim ve kültüre yapılan yatırım…
ÖDÜL VERİLECEK
Eşi Feride, Almanya’da olduğu için gelmese de varlığı aramızda olan Halime, sınavı nedeniyle gelemeyen Yasin, eşleriyle birlikte yemekte olan Filiz, Özlem ve Yeliz…
Yansıda yaşamı anlatılırken içimizden yükselen itirazlar bir anda sese dönüşüyor, “İyi anlatamamışlar seni” diyoruz.
Selçuk Üniversitesi Rektörü Hakkı Gökbel, her yıl bir okul, hastane, öğrenci yurdu ve meslek yüksekokulu yaptırdığını anlatıyor.
Adına düzenledikleri “Selçuk Üniversitesi Ali Akkanat Sosyal Sorumluluk Ödülleri”nin nasıl ve kimlere verileceğinin detaylarını aktarıyor.
Anadolu’nun akkanatlı dervişi Ali Akkanat biraz da mahcup bir ifadeyle hakkında söylenenleri dinliyor.
Başarının ortağı eşi Feride Akkanat ise daha da geriye çekilmiş, “Memleketimize yaptık, her şeye değer…” deyip susuyor.
Dervişlik hırkasını giymenin ne olduğunu bir daha görüyorum…
Kaynak (haberturk.com): Muharrem Sarıkaya – Akkanatlı derviş… – HABERTÜRK